Google
 

Montag, 24. Dezember 2007

Bärlauch Paste


Bärlauch-Paste, kendimiz hazirliyalim:


100 g Yabani Sarmisak yapragi
7 g Tuz
100 ml Cicekyagi
Taze yabani sarmisak yapraklari(Bärlauch)yikanir ve suyu iyice süzülür.Ince ince kiyilir yada blendirdan gecirilir.Tuz ve yag ilave edierek iyice karistirilir.Tuzlarin iyice erimesi gerekiyor.Daha sonra koyu renk kavanozlara doldurularak iyice agzi kapanmalidir,Serin yerde muhafaza edilir. Isik ve günesten korunmalidir.
Serin yerde muhafaza edilen bu paste bir yila kadar bozulmadan kalabilir. Azar azar yemeklerimizi tatlandirabiliriz.

Kefir


Kefir Kafkasya’ da yaşayan insanların sıklıkla kullandıkları sütün mayalandırılmasıyla elde edilen bir süt ürünüdür. Son yıllarda Avrupa ve Amerika’da yapılmaya başlanmış ve ülkemizde de Ziraat Fakültelerinin Teknolojisi bölümlerinde üretilmekte olup, sınırlı miktarda satışı yapılmaktadır.

KEFİR NEDİR ?
Kefir, kefir taneleri ile elde edilen Kafkas orjinli etilalkol ve laktik asit fermantasyonlarının bir arada oluştuğu tarihi geçmişi olan bir süt içeceğidir. Kefir çok karışık mikrobiyolojik yapıya sahiptir. Boyutları 0,5-3 cm arsasında değişir ve fındık yada buğday tanesi büyüklüğünde beyaz, beyaz-sarı arasında renklerde küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir.

KEFİR NERDEN GELMİŞTİR ?
Kefirin anavatanı Kafkaslardır. İlk kez Batı Asya’ da Türkler tarafından yapılan ve günümüzde pek çok ülkeye yayılan fermente bir süt ürünüdür. Kafkasyalılar kefiri su yerine içmekte ve gençlik iksiri olarak kullanmaktadırlar. Kafkaslardan dünyanın her tarafına yayılan Türkler bu içeceklerini beraberinde dünyanın her tarafına götürmüşler ve yaymışlardır. Şu anda bilimsel araştırma yapan fakülteler başta olmak üzere kuruluşlar kefirin faydaları üzerinde ciddi çalışmalar yapmakta ve önemli sonuçlara ulaşmaktadırlar.

KEFİR NELERE İYİ GELİR ?
Kullanımı ( içimi ) ve hazmı çok kolay olan kefir hücre yenileme özelliğine sahiptir. Mucize içecek kefir özellikle bağırsaklardaki maddelerin küreselleşmesini önlediğinden ömür uzatıcı olduğuna inanılır. Kafkasyalıların kefirin yararlarını bildiklerinden çocuklarına ile su gibi içirirler. Kafkasya’ da yüzyıldan fazla yaşamak çok sıra dışı bir durum değildir. Protein , yağ , laktoz ve mineraller bakımından hayli zengin ilaç tedavisi kesilmeden kullanıldığı zaman kandaki kötü kollestrolü azaltır, tansiyonu düşürür, idrarı sulandırır, vücuttan atılması gereken maddelerin gidişini kolaylaştırıyor, bağırsak hareketlerini hızlandırıyor, bulaşıcı, sarılık , eklem hastalıkları, ishal , kabız , kan kaybı, idrar torbası hastalıları, doğum sorunları, şeker düşürüyor ve en önemlisi KANSERİ GECİKTİRİYOR... Hazmının kolay , proteince zengin oluşu NEDENİ İLE Kefir hastalar ve çocuklar için önemli bir besindir.Hatta 20-30 günlük çocuklara bile günde bir iki kaşık içirilmesi önerilmektedir. Doktorlar, hastalarına ilaçların yanında birde kefir içmelerini tembihliyor.

Ayrıca yapılan araştırmalarda kefirin kadın ve erkeklerde cinsel gücü arttırdığı da bildirilmiştir. Hücre yenileme sayesinde de kadınlar tarafından cilt maskesi olarak kullanıldığı da bilinmektedir.

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel SEZGİN, Japonya’ da fareler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre kefirin içinde yer alan maddelerin kanseri %53,6 oranında azalttığını ve ayrıca kefirin kanseri önleyici ilaçlarla kullanılması halinde kanserin tekrarlanma riskinin %67 oranında azalttığını da ortaya çıkarttığını belirtmiştir.( 22.02.2002 Star Gazetesi )

Ayrıca kefir sinirsel rahatsızlıklara, iştahsızlık ve uykusuzluk içinde yararlı olmaktadır.Ülser yüksek tansiyon , bronşit, astım hastalarının tedavisinde de kullanılmaktadır.

KEFİRİ KİMLER KULLANIR ?
Kefiri yaşı ne olursa olsun her yaştaki insan kullanabilir. Yan etkisi yoktur. Çocuklara bile rahatlıkla verilebilir.

KANSER HASTALARI TERCİH EDİYOR ?

Kefir, vücut direncini arttırıyor, sindirim sistemine yararlı oluyor. Bağırsakta kanser oluşturan etkenleri engelliyor. İlaç değil ama, kanser hastası olanlar, bu özellikleri nedeniyle kefiri tercih ediyor... Yapılan çalışmalar, kefirin, iştahsızlık ve uykusuzluğa da iyi geldiğini göstermiştir.

KEFİR TANESİ
Kefir Tanesi; fındık yada buğday büyüklüğünde, renkleri beyaz, beyaz-sarı arasında küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir. Boyutları 0,5-3 cm arasında değişir. Taneler sütü fermente edici rol oynar, en önemli özelliği fermantasyon sonunda süzülerek tekrar kullanılabilmesidir.Kefir taneleri kazein ve birbirleri ile ortak yaşayan mikroorganizmaların meydana getirdiği jelatinimsi koloniler oluştururlar. Çok karışık bir mikrobiyolojik yapıya sahiptir. Değişik araştırmacılar, değişik bölgelerden aldıkları kefir tanelerinde farklı sayıda, oranda ve cinste mikroorganizma tespit etmiştir.Tanede genel olarak laktik asit bakterileri, laktozu fermente eden ve edemeyen mayalar mevcuttur. Bazı tanelerde enterokok ve koliform grubu bakterilere de rastlanmıştır. Kefir tanesinde saf toz halde liyofilize kültürler üretilmiştir. Avrupa ülkelerinde ve A.B.D. de genellikle saf kültürlerden kefir üretilirken , Rusya , Asya , Doğu Avrupa ve Ortadoğu bugüne kadar laboratuvar koşullarında kefir tanesi üretmek mümkün olmamıştır.

BESİN DEĞERLERİ
Kefir, vücudun temel fonksiyonlarında ve çeşitli faaliyetlerinde kullanılan mineraller ve esansiyel aminoasitler bakımından zengindir. Kefirde bulunan proteinler kısmi sindirimi yapılabilen ve bu nedenle vücut tarafından kolay değerlendirilebilir yapılardır. Kefirde bol miktarda bulunan ve esansiyel amino asitlerden bir tanesi olan triptofanın , mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilinmektedir.Vücudumuzda en çok bulunan ikinci mineral madde olan fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratların , yağların ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlamaktadır. Kefir B12 , B1 ve K vitamini bakımından da zengindir. B u vitaminlerin yeterli alınması durumunda gerek böbrek, karaciğer ve sinir sistemine gerekse deri rahatsızlıklarına sayısız fayda sağladığı bilinmektedir.

Karpuz


Yaz sıcağında en lezzetli serinleme yollarından biri şüphesiz karpuz yemektir. Ya da hoş bir piknik, tatlı
ve sulu bir karpuzla mükemmelleşir. Latince ismi Citrullus Vulgaris olan karpuz kabakgillerdendir. Anayurdu Afrika' nın tropikal bölgeleridir. Mısır' daki
antik kalıntılardaki duvar resimlerinde karpuz resmedilmiştir. Daha sonra ticari gemilerle akdeniz ülkelerine yayılmıştır.

Bugün dünyada yaklaşık 500 çeşit karpuz yetişmektedir. Bunlar kabuğunun, çekirdeklerinin biçimine,rengine ve ağırlığına göre farklılık gösterir.
Karpuz mayıs ve eylül aylarında ancak özellikle temmuz ortasından ağustos sonuna kadar bol miktarda bulunur.

Tatlı ve sulu, olgun bir karpuz seçmek için birkaç noktaya dikkat etmeliyiz. Kabuğunun rengi parlak değil, mat olmalı ve tırnağınızla hafifçe kazıdığınızda yeşil kısım kolayca çıkmalıdır. Şekli simetrik olmalıdır. Toprağa oturan kısmının rengi açık sarı olmalı, beyaz veya yeşil olmamalıdır. Olgun karpuz oda sıcaklığında tutulmalıdır. Ancak çok uzun bir süre değil. Buzdolabında 1 hafta süreyle saklanabilir.
Eğer kesmece karpuz alacaksanız içinin renginin parlak kırmızı, çekirdeklerinin de koyu kahverengi veya siyah renkte olmasına dikkat edin. Çekirdeksiz karpuz alıyorsanız dikkat edin. Çünkü çok fazla beyaz çekirdek karpuzun olgunlaşmadan toplandığını gösterir.

Karpuz bol miktarda C vitamini ve antioksidan özelliği ile çeşitli kanser türlerine karşı etkili olan Beta karoten içerir. İçerdiği yüksek potasyum kalp fonksiyonlarının ve kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olur. Aynı zamanda iyi bir lif kaynağı olduğundan bağırsak hareketlerini düzenler ve bağırsak kanserini önlemede de rol oynar. Karpuz çekirdekleri de içinde bulunan Cucurbocitrin adlı madde ile kan basıncını düşürmeye ve böbrek fonksiyonlarının düzenlenmesine yardımcı olur. Yağ ve kolestrol içermediğinden ve kalorisi de düşük olduğundan yaz aylarında yapılan diyetlerde özel bir yeri vardır.

Enginar


Bizde en çok Ege bölgesinde bilinen bu sebze aslında Akdeniz ülkelerinin tümünde pişiriliyor. Bu ülkelerden Batının ünlü ve havalı restoranlarına sıçramış ve enginarla çeşitli yemekler pişirmek neredeyse bir moda haline gelmiş. Bu güzel sebzeyi ellere kaptırmadan kıymetini bilip lezzet denemeleri yapmak elinizde. Ülkemizde pilavı, etlisi, zeytinyağlısı, içbaklalısı yapılıyor. Fakat başka bir çok pişirme yöntemleri de yaratılabilir.

Büyük kentlere enginarlar yalnızca olgunlaşmış çanak halindeyken satılıyor ama aslında başka şekillerde de kullanmak mümkün. Örneğin Ege bölgesinde enginar çok tazeyken kabukları ile pişiriliyor. Daha sonra bu körpe kabuklar da yeniyor. Diğer bir şekli de bebek enginar olarak tümünün pişirilmesi ama bu hali ülkemizde hemen hemen hiç kullanılmıyor. Bu iki şeklinde de hafifçe uçları kesilmesi pişirmek için yeterli.

Faydalarından ve lezzetinden layığıyla yararlanabilmek için biraz özen, biraz da bilgi gerekiyor. Satın alırken olabildiğince küçük olanları seçmenizi öneririm. Enginarın çanağı küçüldükçe içindeki kılçıklar azalıyor. Enginarı soyulmuş olarak alıyorsanız satıcının soyulmuş enginarları limonla ovması ve yine limonlu su dolu bir torbaya koyması gerekir. Ben kabuklu olarak almayı ve pişirmeden hemen önce soymayı tercih ediyorum. Soyduktan sonra yine limonla ovmak ve hemen limonlu su dolu bir kaba atmak kararmaması için gerekli.

Enginar pişirirken soğan asla kavrulmuyor, çok az yağda çevirmek yeterli. Pişirirken tekrar limon suyu koymak ve piştikten sonra da üzerine biraz dereotu serpmek unutulmaması gerekenlerden.

Et Ürünlerine Dikkat:

Etlerin gereğinden fazla pişirilmesi önemli besin değerlerinin kaybına sebep olur. Etin pişirilmesi sırasında nemini kaybetmemiş olması gerekir. Bunun için etin fırında pişmesine yakın üzerine ısıtılmış yağlı kağıt yada alüminyum folyo ile kapatırsanız nem oranını kontrol edebilirsiniz.

Eğer eti mangalda pişirecekseniz odun kömürü iyice yanmalı ve köz haline gelmeli. Daha sonra kömürün üzerine ince tabaka halinde kül örtünüz. Izgara demirini iyice yağlayınız.

Etleri kömürün harereti biraz geçtikten sonra ızgaraya koyunuz. Sık sık çevirerek etin suyunun içinde kalmasını sağlayınız.

Etleri dondururken mutlaka ufak miktar halinde ve kesinlikle hava almayacak şekilde sarıp dondurunuz. Donmuş bir eti çözüp tekrar dondurmayınız. Eğer dondurucunuz kuvvetli değil ise dondurma yöntemine başvurmayınız. Çünkü etin yavaş donması, etin çözülme esnasında besin değerlerinin kaybolmasına sebebiyet verir. Kırmızı etlerin derin dondurucudaki ömrü daha uzundur. Fakat balık ve tavuk etlerinin ömrü daha kısadır. Dondurulmuş ürünü varsa mikrodalga fırında, yok ise ocak veya normal fırında çözünüz ve kısa zamanda pişiriniz.

Et satın alınırken etin kararmamış, dokusunun gevşememiş olmasına dikkat edin. Yağı sararmış olan et hayvanın yaşlı olduğunu gösterir ve daha uzun pişme süresi ister. En önemlisi damgalı, ambalajlı ve güvenilir satıcıdan aldığınıza emin olun.


Balık alırken; parmakla bastığınızda iz kalmıyor, kaslar hemen düzeliyorsa, gözleri parlak ve lekesiz, solungaç kısımları kırmızı ise, balık tazedir. Bayat balık ayrıca, kokusuyla kendini ele verir.

Tavuğun kalitesi gögüs etini dolgun ve sıkı olmasından anlaşılır. Tavuk tazeyse göğüs kemiğinin ucu esnek olur. Tavuğun derisinde oluşan mavi lekeler bozulma işaretidir.

Tazeligi koruma yöntemleri:

Bir iki gün öncesinden kalan ekmek, börek ve benzeri hamur işlerini atmayın. Alüminyum folyoya sararak ısıtın. Yeni pişmiş gibi taptaze olacaktır. (Eğer ısıtmak için fırın kullanacaksanız, folyo yerine fırın torbasına da koyabilirsiniz.) Fakat üzerine az miktarda su serpin.

Donmuş veya kristallenmiş balı eski haline getirmek için kavanozu içi sıcak su dolu bir kapta bekletiniz.
Hazırladığınız sosun servise kadar soğumadan kalmasını istiyorsanız, sos kabını sıcak su dolu bir kabın içinde bekletin. Bu şekilde ısısını ve lezzetini koruyacaktır. Üzerinin kabuk bağlamasını önlemek için üzerine bir parça margarin bırakın ve yağlı kağıt ile örtün.

Kahvenizi ağzı iyi kapanan bir kutuya koyduktan sonra buzlukta bekletin. Uzun süre bayatlamadan kalacaktır.

Kesik limonların beklerken kurumaması için, limonu kesik yüzeyi alta gelecek şekilde bir tabağa koyun ve üstüne bir bardak kapatın. Limonun kesik yüzeyine dökeceğiniz bir miktar tuz da kurumasını geciktirecektir.

Peynirlerinizin tazeliğini koruması için, hava almayacak şekilde şeffaf folyoya sarın.

Şeker kavanozunun altına kurutma kağıdı koyarsanız, şekerin nemlenmesini önlemiş olursunuz.

Yazın kuruttuğunuz sebzeleri, içine gazete kağıdı koyduğunuz teneke kutularda saklayın. Bu şekilde rutubet almalarını önlemiş olursunuz.

Tuzu naylon poşetinden çıkartıp, koyu renkli cam kavanozda serin bir ortamda saklayın.
Tuz alırken iyotlu olmasına dikkat edin. İyot, ısı ve ışıktan hemen etkilendiği için, tuzu
yemek piştikten sonra ilave edin.

Teneke içinde olan konserveleri açtıktan sonra mutlaka başka kap içine alınız. Çünkü bir
kere açılan tenekenin özellikle ağız kısmı bakteri üremesi için elverişli bir ortamdır.

Yumutanin sirlari:

Genellikle pasta ve börek yaparken yumurtanın sarısını ayrı kullanmanız gerekir. Yumurtayı altında kap olan ve dar ağızlı bir huninin içine kırarsanız, akı hemen akar, sarısı hununin içinde kalır.

Yumurta akını çırptığınız zaman çırpılan kap yağdan arınmış olmalı ve az miktarda tuz eklenmeli ki yumurta beyazı iyi kabarsın.

Yumurta haşlarken suyun ve yumurtanın üstüne serptiğiniz bir tutam tuz, yumurtaların çatlamamasını sağlayacaktır.

Terbiye Yöntemleri:

Türk mutfağında etlerin geniş bir kullanım alanı vardır. Bu nedenle, hangi yöntemle pişirilirse pişirilsin etin lezzetli olması büyük önem taşır. Etin lezzetini arttırmak için yapılan işlemlerden biri de, marine (terbiye) etmektir. Marine etme, etin taze ot ve baharatlı bir sıvı (marinat) içinde bekletilerek yumuşatılması ve tatlandırılmasıdır.

İşte size kolayca hazırlayabileceğiniz bir marinat: Bir miktar soğanı (ör.1 kg. et için 3 orta boy soğan) çok küçük parçalar halinde kestikten sonra bir tülbentin içine koyun ve suyunu bir kabın içine çıkartın.

Aynı kabın içine bir miktar zeytinyağıyla birlikte kekik ve defne yaprağı koyun. Eti bu karışımın içine yatırın ve 24 saat bekletin. Etinizin yumuşak ve lezzetli olacağını göreceksiniz.

Etler ızgara yaptıktan sonra bekleyecekse, saklama kabını önceden ısıtıp, ağzını sıkıca kapatmak, yiyeceklerinizin daha geç soğumasını sağlayacaktır.

Salata ve Garnitur Ipuclari:

Salata yaparken öncelikle salata malzemelerinin ıslak olmamasına dikkat edilmelidir. Çünkü malzemenin ıslak olması, sosun malzemeye nüfus etmesini engeller. İyi bir salata için ayrıca, malzemelerin birbirini bütünler nitelikte olması gerekir. Örneğin kabakla dereotu, domatesle fesleğen, cevizle peynir birlikte kullanıldığında iyi sonuç verirler.

Garnitür olarak hazırlanan sebzeler kaynayan pişirme suyuna atılıp 4-5 dakika pişirildikten sonra margarinle hafifçe çevirilmeli.

Çılbır yaparken, su yumurtanın üzerini kapatacak miktarda olmalı, pişirmeyi kolaylaştırmak için de suyunu biraz tuz ve sirke eklenmelidir.

Haslama Yaparken:

Makarnanın haşlama suyuna bir, iki baş soğan, havuç v.b.sebzeler koyarsanız daha lezzetli olacağını göreceksiniz.

Et suyu yaparken mutlaka soğuk su ile haşlayınız. Böylelikle aromalar eşit oranda yayılır.

Yesil Mercimekli Kesme Corba

Ben yesil mercimegi önce düdüklü tencerede 5 dakika kaynattim.
Corba daha cabuk oldu ve harika bir tadi vardi, cok begenildi.


Malzemeler:
1 su bardagi yesil mercimek
1/2 su bardagi sehriye yada
evde kesilmis hamur parcalari
2 adet kuru sogan
1 tatli kasigi salca
2 yemek kasigi sivi yag
5-6 bardak etsuyu yada (etsuyu tablet)
tuz,biber,nane

Yapilis Tarifi:
Mercimekler ayiklanip yikanir.Tuzsuz suda haslanir.Kara suyu dökülür.
Baska bir tencereye sivi yag ve incecik dogranmis soganlar konur.Soganlar kavrulurken salca eklenir.Et suyu yada etsuyu tabletiyle 5-6 bardak su ilave edilir.
Haslanmis mercimekler konur.Kaynadiktan sonra sehriye yada evde kesilmis hamir parcalari ve tuz atilir.
Hamurlar yumusayinca atesten alinir.
Arzuya göre bir kasik tereyagi yada sivi yagda nane ve pulbiber kizdirilip üzerine gezdirilir.

Afiyet olsun.

Kabak Corbasi.




Malzemeler:
2 adet ortaboy kabak
1 bas sogan
1 paket crem santi(200gr)
1 su bardagi süt
1 cay kasigi muskat
5 su bardagi su
1 yemek kasigi tuzot
1 kücük krem peynir
3 yemek kasigi un
biraz tuz ve karabiber

Yapilisi:
Yikadigimiz kabaklari ve sogani istedigimiz irilikte blendirdan gecirip
suyunu ilave ederek kaynamaya birakiyoruz. Kaynadigindan emin olduktan sonra geriye kalan malzemeyi sirasiyla ilave ediyoruz. En son krem santi,süt ve unu iyice cirparak ilave edip bir tasim daha karistirarak kaynatiyoruz.
Corbamiz hazir afiyet olsun...

Sütdanasi schnitzeli, Pilav ve Taze Fasulye


250 gr pirinc
10 dakika pisiriyoruz.
500 gr Dana schnitzel
3 Yemek kasigi Siviyag
Tuz, Karabiber
1 Yemek Kasigi Un
600 ml tuzotla hazirlanmis sivi
1 kücük sogan
500 gr taze yesil fasulye veya dondurulmus yesil fasulye
1 paket krem fraiche (150 g)
Hazirlanisi 30 dakika:
1. Pirinci pilav olarak pisiriyoruz. Dana schnitzeli yikayip, kurulayip.ince dilimler, serit halinde kesiyoruz ve iki yemek kasigi kizgin yagda yaklasik bes dakika kizartiyoruz. Tuz ve karabiberi, unu ilave ediyoruz, tuzotla hazirladigimiz 500ml sebze suyunu ilave ederek yaklasik 8 dakika pisiriyoruz.

2. Soydugumuz soganlari halkalar halinde kesiyoruz. Temizledigimiz taze fasulyeleri tuzlu suda yaklasik on dakika pisiriyoruz. Soganlari sivi yagda sote ederek haslanmis fasulyeyi ilava ediyoruz kalan tuzotlu suyu, tuz ve karabiberle tadlandiriyoruz.

3. Baharatli Crème fraîche hazirladigimiz ete karistirarak ilave ediyoruz, yaklasik üc dakika pisiriyoruz, arzuya göre biraz tuz ve karabiber ilave edebilirsiniz.

4. Dana eti ile hazirladigimiz yemegimizi pilav ve fasulye ilave ederek servis yapiyoruz...

Afiyet olsun.


(Bir Portion):
kJ/kcal: 2409/574
EW: 35,1 g
F: 23 g
KH: 56 g

Klasik Dana Rulo








Malzemeler(4 kisilik):


4 Rinderrouladen (à 150 g)Toplam 600gr.
(Ince kesilmis dana eti dilimi)
1 Kavanoz hardal
Rouladen icine koymak icin (250 ml)
4 Kornison Tursu
2 Yemek kasigi sivi yag
400 ml Et suyu
4-5 Yemek kasigi Crème fraîche
Tuz
Taze cekilmis karabiber


Yapilisi:
Rouladen yikanip, kurulanir; tuz ve karabiberlenir. Et dilimleri tek tarafli olarak 2-3 kasik hardal sürülür, her birine bir minik kornison tursu konarak sarma gibi yuvarlanir ve bir kürdan veya benzeri metal sisle acilmamasi saglanir. Hazirladigimiz rulo etler kizgin yagda kizartilir. Kizattigimiz etlere et suyu ilave edilir ve bir saate yakin kisik ateste pismesi saglanir. Daha sonra geride artan malzemeler ve Crème fraîche ilave edilerek yemegin sosu hazir hale getirilir.Tek kisilik kalori miktari.kJ/kcal : 1665/400

Bu klasik bir rouladen tarifiydi.
Ben salatalik yerine halka halinde kesilmis sogan koyuyorum. Hardal kullanmiyorum.
Öyle de cok nefis oluyor. Ayrica ince dilimlenmis pastirmada konulabilir soganla beraber etin icine. Tercih sizin.

Afiyet olsun...